28 Ocak 2014 Salı

"En İyi Film" adaylarını sıralamaca #3

“Zenginin malı – züğürdün çenesi” hesabı, bu senenin “En İyi Film” Oscar’ına aday olan 9 filmi zevkime göre sıralıyorum. Çoğu hakkında bir şey yazmamışım zaten, bu bahaneyle iki laf etmiş oluruz.

ÖNCEKİ YAZILAR: X. Philomena, 8. American Hustle

7. DALLAS BUYERS CLUB


80’li yıllarda AIDS teşhisi konulduktan sonra, kendini önceden hor gördüğü bir dünyanın ve beklenmedik bir yasal mücadelenin içinde bulan Ron Woodroof’un öyküsünü anlatıyor Dallas Buyers Club.

Aslında çok ilginç bir konuya sahip gibi dursa da, Dallas Buyers Club, olmadığı bir şey olmaya çalışıyor ve beni kaybediyor: Yönetmen Jean-Marc Vallée, bu gerçek hikayeden bir “feel good” / “kendini iyi hisset” filmi çıkarmak için kasıyor da kasıyor.

Oysa Woodroof’tan bir “eşcinsel hakları kahramanı” yaratma çabası o kadar eğreti duruyor ki. Bu ağzı bozuk, öfkeli, çıkarcı karakter, hükümetin ve ilaç lobisinin onaylamadığı ilaçları kaçak yollardan satabilme mücadelesine girerken, içinde bulunduğu ümitsiz durumu yararına çevirmeye çalışan hesapçı bir denyodan ötesini göremiyoruz.

“Bunda ne var ki?” diyebilirsiniz. Evet, hayattan kötü bir darbe yemiş kibirli ve cahil bir adamın, pes etmeyip, kendine yeni bir savaş alanı yaratması ve bu yolda karşılaştığı engellere (insanların önyargıları, sağlık sistemindeki ikiyüzlülük, vb.) verdiği tepkiler, çok ilginç bir film olabilirdi.

Fakat senaryo, Woodroof’un aynı hastalıktan mustarip transseksüel Rayon ile olan dostluğundan başlayıp, kulübün üyeleri tarafından ayakta alkışlandığı (!) ucuz final sahnesine kadar, gerçek hayatta asla olmamış bir dönüşümün altını çizmek için o kadar uğraşıyor ki… Hiçbir şekilde empati duyamadığınız bir karakteri “ilham verici gerçek hikaye!!!!” klişelerine sıkıştırmak hiç hoş durmuyor.

Başrollerdeki Matthew McConaughey ve Jared Leto, eyvallah, çok uğraşmışlar ama; rollerin “Oscar yemi” kavramının sözlük karşılığı olması, ağızda buruk bir tat bırakıyor (Leto’nun transseksüel – ölümcül hasta – “rolü için tanınmaz hale gelmiş yakışıklı Hollywood oyuncusu” Rayon karakteri ölüm döşeğinde “ölmek istemiyorummmm!!!” diye haykırırken gözlerimi devirmeden edemedim.)

Bilemiyorum. Ben mi çok karamsar ve alaycı biri oldum, yoksa bu film Hollywood’da değil de başka bir yerde çekilse gerçekten çok mu daha iyi olurdu sanki?

YARIN: 6 NUMARA! Listede yükseldikçe birazcık beğendiğim herhangi bir film olacak mı acaba? Cevabı sizi şaşırtabilir!
~Valla her şeyi kötülemeye çalışmıyorum, düzelecek, söz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder