20 Mart 2014 Perşembe

2013: EN İYİ 10 FİLM (Bölüm 1)


2013 yılının en beğendiğim 10 filmini belirledim. Bu belirlemeyi Mart’ın sonlarına doğru yapmış olmam, ne kadar ince eleyip sık dokuduğuma dair bir kanıt olsun!

Elbette izlemediğim, veya izleyemediğim filmler var. Ama yine de, izleyebildiğim filmlerin oldukça geniş ve çeşitli bir seçki olduğunu düşünüyorum. Upstream Color’dan The Lone Ranger’a, Cutie and the Boxer’dan Ender’s Game’e, her türlü önyargımla savaştım.

İtiraf etmeliyim ki önyargılarım çoğunlukla haklıydı! Ama önyargıların esiri olsaydım, belki de aşağıda sıraladığım 10 harika filmi hiç seyredemeyecektim…



10. Stories We Tell

Bu listelerde 10 numara hep kıymetli gelir bana; 10 numara “bunu eklesem şu dışarda kalacak” yeridir çünkü. En sonda sıralayacağım filmler yerine bu filmi 10 numaraya eklememin en büyük sebebi, “az kişinin duyduğu bir belgesel ekleyeyim de karizma olsun,” değil de, bu filmi daha çok insana duyurmaasdşasdşasdş

Yok yahu, bayağı entel karizması olsun diye ekledim! Ama inanın temelsiz bir seçim değil. Genç bir kadının ailesiyle ilgili bir sırrın peşine düşmesini anlatan Stories We Tell’in başarısı, aslında “bundan bize ne?” dedirtecek bir hikâyeyi, ilgi çekici ve evrensel bir dille anlatmasında yatıyor. 109 dakikalık belgeselin sonunda ulaştığınız nokta, başından tahmin ettiğiniz nokta değil. Listeye eklediğime pişman değilim.


9. The Wolf of Wall Street

“Leonardo DiCaprio Oscar’ı çok hak etmişti ama :((” trenine hiç binmesem de, aklımdan çıkmayacak 2013 filmlerinden biri oldu bu film. Yazısı burada.


8. In a World…

Dublaj sanatı her zaman acayip ilgimi çekmiştir. İkisi de dublaj sanatçısı baba / kızın ilginç dinamiklerle örülü rekabetini anlatan In a World…, sırf bu sebepten beni kağıt üzerinde kazanmış olabilir. Bana göre yılın en rahat izlenen, en ilginç komedi filmi; aynı zamanda da yılın en açık biçimde feminist mesajlar taşıyan filmi. Senaryodaki mesajların da ötesinde, filmi yazan, yöneten ve oynayan kişinin genç bir kadın olması da (Lake Bell), feminizm adına büyük bir zafer olsa gerek.


7. Short Term 12

Amerikan bağımsız sinemasına ne kadar ürkerek yaklaşsam da (özenti öğrenci filmlerini anımsatan ve yapmacık sevimlilikler içeren örneklerinden bahsediyorum), bu filmi iyi ki izlemişim. Genç bir yönetmenin, klişelerle çabucak çirkinleşebilecek bir konuyu (açmayın sorunlu ergenler) kendinden bu kadar emin ve tutarlı bir şekilde aktarması takdire değer. Hiç tanımadığım isimlerden oluşan oyuncu kadrosu da senenin en iyilerinden.


6. 12 Years a Slave

“Zaten Oscar’ı aldı, benim listeme de girerse iyice götü kalkmasın,” diyerek buraya eklemeyecektim ama, hadi yine büyüklük bende kalsın! Yazısı burada.


 YARIN: En beğendiğim 5 film...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder