29 Nisan 2013 Pazartesi

Sinema: Trance


Spoiler içermez, rahat rahat okuyabilirsiniz.

Danny Boyle sevdiğim yönetmenlerden biri. Filmografisinin bu kadar renkli ve zengin olmasına hayranım. Bu renkli filmografide kendine özgün bir yönetmenlik üslubu tutturmasına da hayranım. Trainspotting, Slumdog Millionaire ve 127 Hours gibi filmler, konu ve mekân olarak birbirlerinden alabildiğine farklı olsalar da, Boyle’un olağanüstü insan hikâyeleri anlatmaktaki yeteneğini ve olaylara getirdiği neredeyse tanrısal, bilinçüstü yaklaşımı hepsinde görmek mümkün.

Trance de ilk bakışta bu gözlemleri destekler nitelikte. İçerdiği hipnoz teması da tam Boyle’un sevdiği gibi: Hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği, coşkulu anlatım tarzına uygun. Ama Boyle’un başarılı anlatımı, orijinal senaryonun getirdiği yük altında eziliyor. Olay örgüsündeki hızlı ve yer yer mantığı zorlayan sürprizler, ortaya dengesiz ve açıkçası tuhaf bir film çıkmasına sebep oluyor.

Büyük bir değerli tablo hırsızlığı etrafında dönen film, aslında yeterince basit başlıyor. Hırsızlık çetesine yardım eden Simon (James McAvoy), olay sırasında başına bir darbe alıyor ve çaldığı tabloyu nereye koyduğunu unutuyor. Simon’ın hafızasını geri getirmek için profesyonel hipnoterapist Elizabeth devreye giriyor ve Simon’ın ruh dünyasına doğru karmaşık bir yolculuğa çıkıyoruz.

Benim için filmin hangi noktada koptuğunu, spoiler vermeden söyleyebilmem mümkün değil. Büyük bir şey öğrendiğimiz, son derece dramatik olması gereken bir sahneydi ve yüksek sesle kahkaha attım diyelim.

Genelde sevdiğim bir oyuncu olan James McAvoy’un, Simon karakterini antidepresan yutmuş köpek yavrusu gibi oynaması da hiç yardımcı olmadı.

Ama eksik yazılmış karakterler, temelsiz motivasyonlar ve acayip eğreti duran şiddet / cinsel içerikli sahneler derken, üzerine bir de “hmm peki” dedirten sürpriz son eklenince, Trance ciddi ciddi son yıllarda gördüğüm en istem dışı tuhaf film olabilir.

Yönetmen Danny Boyle’un iyi niyetine ve burada da zaman zaman yakaladığı hayalvari atmosfere saygım sonsuz. Ama bu durum Trance’in sıkıcı olmasa da, zayıf bir film olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

10 üzerinden 5,5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder